{ "title": "Doğum Çeşitleri", "image": "https://www.normaldogum.gen.tr/images/dogum-cesitleri.jpg", "date": "21.01.2024 02:11:57", "author": "Sâliha", "article": [ { "article": "Doğum çeşitleri; gelişen tıp ve teknoloji ile daha fazla incelenmeye başlanan; birkaç yıl öncesine kadar çok az çift başvururken, son yıllarda talepleri inanılmaz oranda artan, bebeği dünyaya getirme sırasında kullanılan farklı tıbbi yöntemler olarak tanımlanabilir. Normal doğum da tabi ki hala kullanılan doğum çeşitleri arasındadır. Belki de en önemli doğum çeşididir. Fakat; gerek daha acısız ve daha sancısız olmaları gerekse bebeğin ve annenin sağlığı açısından daha garanti olmaları sebebiyle diğer doğum çeşitleri, gittikçe normal doğum ile yarışır duruma gelmektedir. Yazının devamında da günümüzdeki tıbbi imkânlar ile uygulanabilen doğum çeşitleri genel hatlarıyla incelenecektir.

Gerçekleşme şekillerine göre doğum çeşitleri

Doğum çeşitleri; gerçekleşme şekillerine ve uygulanan tekniklere göre üçe ayrılabilir:

1. Sezaryen doğum: Özellikle son 10-20 yıl içerisinde gözle görülür bir şekilde artan sezaryen doğum yöntemi; normal doğum sayılmazsa doğal yöntemlere en yakın, bir yandan da anne ile çocuk sağlığını çok daha garantiye alan bir doğum çeşididir. Anne adayına anestezi verilerek bir operasyon ile karnının açılması ve bebeğin bu yarıktan alınması suretiyle gerçekleştirilir. Yani bir nevi ameliyat yöntemidir. Herhangi bir sebepten dolayı normal doğum gerçekleştirilmesi mümkün değilse; ilgilenen doktorun da tavsiyesiyle sezaryen doğumuna başvurulur. Bu sebepler; anne adayının rahim kanalının bebek için çok dar olması, plasenta ile bebeğin koordinasyon sorunu yaşaması, bebeğin düzgün bir şekilde gelemeyecek olması, anne adayının bünyesinin normal doğum sancılarını kaldıramayacak olması gibi sayısız durumlardan kaynaklanabilir. Doğum sırasında meydana gelebilecek bu gibi sorulara karşı; sezaryen doğum mükemmel bir çaredir. Eski zamanlarda gerek anne gerek çocuk üzerinde görülen birçok doğum sorunu sezaryen doğum ile en aza indirilmiştir. Fakat; doğadaki temel kural gereği sezaryen doğum da tabi ki dört dörtlük değildir; bazı dezavantajları ve sakıncaları vardır. Bunların başında; sezaryen doğum sonrasında annenin iyileşme ve normalleşme sürecinin çok daha uzun olmasıdır. Çünkü vücudumuz; binlerce yıl öncesinden gelen şartlara göre uyum sağlayarak, normal doğuma göre kendini şekillendirmiştir. Sezaryen gibi yapay bir yöntem kullanıldığında da buna uyum sağlaması biraz daha zor olmaktadır. Ayrıca sonuç itibariyle vücudun kesildiği bir operasyon olduğu için; enfeksiyon kapma riski de vardır. Bu sebeplerden dolayı; sezaryen doğum kesinlikle keyfi olarak yapılmamalıdır. Doktor zorunlu görmedikçe; diğer doğum çeşitlerini hiç düşünmeden normal doğum gerçekleştirilmesi gereklidir.

2. Normal doğum: Anne rahminde gelişen bebeğin en eski çağlardan beri bilinen doğal yöntemle dünyaya geldiği doğum çeşididir. Bebeğin dışarı atılma vakti geldiğinde rahim kasları sistematik olarak dışarı doğru kasılmaya başlar. İşte doğum sancısı olarak bilinen durum da bu kasılmalar sırasında gerçekleşir. Hastanelerde sağlanan steril ortam ve uygun doğum donanımları dışında uygulanması gereken o kadar da büyük bir tıbbi teknoloji yoktur. Eğer anne adayının doğum kanallarıyla, vb. Bölgelerle ilgili bir sorunu yoksa, bebeğin de gelişimi düzgün ve sağlıklıysa kesinlikle normal doğum çeşidi tavsiye edilir. Çünkü; her şeyden önce 'doğal' bir doğum çeşididir. Yani; bir saat gibi düzenli işleyen ve karşılaştığı her soruna başarıyla kendi kendine çözüm üreten insan vücudu, bu doğum şekline göre programlanmıştır. Çok önemli bir sorun olmadıkça normal doğumun tercih edilmesi de anne adayının vücudunun adaptasyonuna epey katkı sağlayacaktır. Ayrıca anne; bebeğin gözlerini açtiğı ilk andan itibaren bebeğinin yanında olacağı için, daha sıcak ve daha sağlıklı bir doğum olacaktır. Fakat işlerin böyle yolunda gitmesini engelleyecek; doğumun normal şekilde gerçekleşmesine imkân sağlayacak sorunlar da meydana gelmektedir. İşte o zaman; mecburi olarak diğer doğum çeşitlerine başvurulmalıdır.

3. Su altı doğum: Doğum çeşitleri arasında en az bilinen ve en az başvurulan çeşittir. Su altında doğum; zorunluluktan çok, daha iyi şartlar isteyen çiftlerin tercihi olarak başvurduğu bir yöntemdir. Anne adayının yeterli miktarda ılık suya alınması ile gerçekleştirilir. Yani; sadece rahmin bölgesinin ılık suda olması yeterlidir. Birçok insanın normal doğum yerine suda doğumu tercih etmesinin sebepleri olarak; suyun stres azaltıcı bir etkisinin olması, doğum sonrasında annenin doğum kanalının ve rahminin onarılmasına ve normal haline dönmesine katkı sağlaması gibi durumlar gösterilebilir. Fakat bebekten kaynaklanan bazı sorunların var olması halinde; örneğin bebeğin normalden hassas olması, normalden az kiloda ve küçük olması, vs. Durumlarda suda doğum kesinlikle uygulanmamalıdır. Zaten ilgili doktor; gerekli incelemeler yaptıktan sonra bu doğum çeşidinin uygulanıp uygulanamayacağı konusunda teşhis koyacaktır. Bunun için; suda doğum, oluşabilecek en küçük bir sorun halinde kesinlikle vazgeçilmesi gereken bir doğum çeşididir.

Doğum çeşitleri bugün var olanlar itibariyle bunlardır. Her şey yolunda olduğu sürece normal doğumun en uygun doğum çeşidi olduğu konusunda uzmanlar hemfikir olsa da daha az ağrıya ve sancıya sebep olmasından dolayı sezaryen doğum oranı her geçen gün artmaktadır. İlerleyen yıllarda tıp; yeni doğum çeşitleri de sunabilir. Fakat bugün var olanların gerçekleşme şekilleri ve tercih edilip edilememe durumları şimdilik bu şekildedir.

" } ] }