{ "title": "Doğum Sancısı", "image": "https://www.normaldogum.gen.tr/images/dogum-sancisi.jpg", "date": "20.01.2024 09:07:04", "author": "Ahugül", "article": [ { "article": "Doğum sancısı; doğum olayı başladığı sırada meydana gelen, bebeğin dışarı itilmesi için kasılan rahim kaslarının yarattığı sancılara verilen isimdir. Anne karnındaki gelişimini yeterince tamamlayan bebeğin artık anne rahminden çıkarak dünyaya gözlerini açması gereklidir. Anne vücudu da bu amaç için bir mekanizma geliştirmiştir. Buna göre; rahim kasları doğum sırasında düzenli olarak kasılmaya başlarlar ve bebeği doğum kanalından dışarı doğru iterler. Doğum sancısı da bu kasılmalarla birlikte başlar.

Doğum sancısı; halk arasında hemen herkes tarafından bilinen bir durumdur fakat sadece yüzeysel olarak bebeğin dünyaya geleceğinin işareti olarak yorumlanır ve anne adayı derhal hastaneye veya ebeye götürülür. Bu genel bilginin dışında; doğum sancısının en başından sonuna kadar doğumdaki yerini kavramak için ilk olarak doğum sancısının öncesi ve sonrasının, tüm bu zaman içerisinde geçirilen evrelerin genel hatlarıyla incelenmesi gereklidir.

Doğum nedir?

En genel tanımıyla doğum; anne karnında gelişimi sağlayan birkaç evreden sonra gerçekleşen, bebeğin dünyaya gelmesini sağlayan olaydır. Doğum olayı; doğada sadece insanlarda değil, tüm memeli hayvanlarda da mevcuttur. Her memeli hayvan kendi cinsine göre bir gebelik süresi geçirir ve bu süre geçtikten sonra doğumu gerçekleştirir. Fakat bu yazı insanda doğum olayı üzerine olduğu için, memeli hayvanlarda doğum konusuna falza girilmeyecektir. Bu konuda araştırma yapmak isteyenler; çok daha detaylı olarak yazılmış yazıları inceleyebilirler.

Doğum öncesinde anne vücudunda neler gerçekleşir?

Bebek anne karnında gelişimini tamamlayıp doğmadan önce geçirilen birçok evre vardır. Hepsinden önce; anne vücudunda üretilen bir yumurta hücresi, baba vücudunda üretilen bir sperm hücresi tarafından anne rahminde döllenir. Böylece zigot denilen ve bebek hayatının en küçük parçası olarak kabul edilebilecek ilk hücre meydana gelir. Bu; doğum sancısına kadar geçen süre içinde her şeyin başlangıcıdır.

Anne rahmine iyice yerleşen ve tutunan bu zigot gelişimine devam eder. Çok uzun yıllar içerisinde insan vücudunu anne karnındaki gelişimi ciddi anlamda özelleştiğinden, zigotun gelişim evreleri boyunca sırayla dokuların, organların, sistemlerin oluşumunu ve en sonunda bir bütün olarak bebeği anne karnındaki yerini almasını takip etmek, mucizevi bir olaya şahitlik etmek gibidir. Ayrıca; bebeğin bu gelişim evrelerinin getirisi olarak dışarıdan da belirli zamanlardan itibaren mide bulantısı, karnın şişmesi gibi hamilelik belirtileri meydana gelir.

Doğumun başlaması ve bebeğin dünyaya gelmesi

İnsanda normal gebelik süresi olan 9 ay geçtikten sonra artık anne vücudu bebeği dışarı atmaya, yani dünyaya getirmeye ihtiyaç duyar. Bu ana kadar çok uzun periyotlarla ve çok kısa süreliğine kasılan rahim kasları; bu yalancı doğum sancılarını bırakarak gerçek doğum sancısını başlatır. Doğum sancısının iç yüzündeki tüm olay; anne vücudunun kendi yöntemleriyle bebeği dışarı çıkarma çabasıdır. Bebeğin dış açıklığa doğru sürüklenmesi için rahim kasları dış yönde kasılmaya başlar. Bebek de buradan yavaş yavaş kayarak doğum kanalı aracılığıyla dışarı çıkar. Tüm bu kasılmalar da doğum sancısının sebebidir. Meydana gelen doğum sancıları çok kısa aralıklarla gelir ve bir rahim kasılması 1-1,5 dakikaya kadar bile sürebilir. Normal doğum yapmış olanların da bileceği gibi; en başından sonuna kadarki süreç içerisinde doğum sancısı, en zorlu ve en acılı evredir.

Uygulanan yöntemlere göre doğum sancısı

Bilindiği gibi günümüzde normal doğum; uygulanabilen tek doğum yöntemi değildir. Normal doğumun yanı sıra; gerekli görülen durumlarda sezaryen ile doğum, suda doğum gibi pek çok yöntemle anne karnındaki bebek dünyaya getirilebilmektedir. Suda doğum; son yıllarda özellikle yüksek gelirli kesim tarafından suyun stresi azalttığı ve bebek ile annenin sağlığına yardımcı olduğu gerekçesiyle tercih edilmeye başlanan yeni bir yöntemdir. Doğum sancısı orta düzeylerdedir.

Normal doğumda bebek anne karnındaki gelişimini tamamladıktan sonra doğal yollarla dünyaya gelir. Bu yüzden; her şey normal olduğu sürece, yani sağlıklı bir doğum dünyaya geldiği sürece normal doğum, en uygun yöntemdir. Fakat tahmin edileceği üzere, diğer yöntemlere göre çok daha fazla doğum sancısına sebep olur. Ayrıca; bebeğin gelişimindeki olası anormallikler veya anne vücudunda meydana gelebilecek olası sağlık sorunları, bebeğin ters yönde gelmesi gibi durumlar diğer yöntemlerin uygulanmasını zorunlu kılabilir. Böyle durumlarda ilgili doktorun da onayıyla sezaryen doğum yöntemine başvurulur.

Sezaryen doğum; annenin ameliyata alınması ve karın bölgesinin yarılarak çocuğun buradan dünyaya getirilmesi ile gerçekleştirlir. Bu operasyon sırasında anneye anestezi verildiği için hemen hemen hiç doğum sancısı yoktur. En büyük dezavantajı ise; doğum sonrası annenin iyileşme sürecinin normal doğuma göre çok daha uzun olmasıdır. Bütün bu zorunluluklar dışında; doğum sancısı çekmeyenler tarafından keyfi oalrak uygulansa da sezaryen yöntemiyle doğumun böyle keyfi olarak uygulanıp uygulanamayacağı; bebeğe veya anneye yan etkilerinin olup olmayacağı tartışmalıdır. Bu yüzden; zorunlu kalmadıkça, ileride karşılaşılabilecek sorunları peşinen engellemek adına bir kez doğum sancısına katlanılarak normal doğum yapılması tavsiye edilir.

" } ] }