{ "title": "Doğum", "image": "https://www.normaldogum.gen.tr/images/dogum(1).jpg", "date": "21.01.2024 21:05:09", "author": "Rüstem", "article": [ { "article": "Doğum; doğada akla gelebilecek her türlü canlıda var olan, yaşamın en büyük kaynaklarından birini oluşturan bir olaydır. Kelime anlamı olarak ele alınacak olursa; canlı-cansız tüm doğa unsurlarında doğum denen olay vardır. Evrende her zaman yeni bir gezegen, yeni bir yıldız, yeni bir canlı, vs. Meydana gelir, yani doğar. Sonrasında büyür, gelişir, en görkemli zamanlarını yaşar. En sonunda ise doğanın bir başka değişmez kuralı gereği ölür. Yani; doğum olayı sadece yeni bir canlı meydana getirmek şeklinde algılanmamalıdır. Evrende akla gelebilecek her köşede, akla gelebilecek her olayda daima var olan bir temel yasadır. Yani; en bilinen yönüyle biyolojinin inceleme alanına girdiği gibi; felsefe, fizik, kimya, vs. Akla gelebilecek her türlü bilim dalında da var olan bir olaydır. Fakat bu yazıda; biyolojik anlamıyla doğumdan, yani yeni bir canlı dünyaya getirmekten bahsedeceğiz.

Doğum nedir?

Biyolojik anlamıyla doğum; eşeyli, eşeysiz, vs. Var olan tüm üreme çeşitleri dahil olmak üzere, bu üreme yollarından biri aracılığıyla aynı cinsten yeni bir canlının dünyaya gelmesidir. Doğadan doğum inanılmaz çok çeşitlilikte gerçekleşebilir. Örneğin; mantarlar spor denen kesecikler sayesinde doğarlar. Bakterilerin doğumu ise 20 dakikada bir gerçekleşen bir tek hücre bölünmesinden ibarettir. Omurgalılar, memeliler gibi gelişmiş canlılarda ise doğum olayı daha da özelleşmekte, daha karmaşık yapılar yardımıyla gerçekleşmektedir. Farklı yollarla gerçekleşen tüm bu doğumlar; dünya üzerinde yaşamın devamlılığını ve genler aracılığıyla nesilden nesle aktarılmasını sağlamaktadır. Yani bir bakıma doğum; canlılığın devamı için kazanılan üreme içgüdüsünün bir getirisidir.

Memelilerde doğum

Diğer ilkel canlılarda var olan bölünme ile, tozlaşma ile, spor ile, vs. Basit doğum yöntemlerinin aksine memelilerde doğum çok daha uzun süreli ve çok daha karmaşıktır. Zaten bahsedilen diğer doğumlar; literatürde üreme olarak geçer. Fakat sonuçta yeni bir canlı dünyaya geldiği için, bir çeşit doğum olarak ele alınabilirler.

Memeli canlılarda doğum; anne rahminde oluşan ilk zigotun, canlı çeşidine göre farklı sürelerde anne karnında gelişmesi ve sonrasında doğurma denen olayla birlikte yavrunun dünyaya gözlerini açması şeklinde gerçekleşir. Bu doğum sürecinde dişi uzun süre hamile kaldığı ve çeşitli günlük hareketlerini kısıtlı yapacak kadar güçsüz düştüğü için korunmaya muhtaç olmaktadır. Bu görevi de erkek canlı üstlenmektedir. Yani bir bakıma memelilerdeki bu doğum olayı; anne ve babanın birlikte yaşadığı ve yavruyu birlikte yetiştirdiği hayat tarzının ilk örnekleridir.

Tüm memeli doğumları ele alınacak olursa; tabi ki insan doğumundan birçok farkları vardır. Hatta bu farklar arada epey uçurum oluşturacak niteliktedir. Öncelikle; memeli hayvanlarda meydana gelen doğum olayının tek amacı; ortak genleri genç nesle aktarmak ve yaşamın devamlılığını sağlamaktır. Yani insanlarda yerleşmiş olan doğum sonrası hedefler, idealler, vs. Unsurlar diğer memeli canlılarda yoktur. Ayrıca; vahşi doğada seçilim, medeni insanlar arasındakinden çok daha acımasız işlemektedir. Yani; bugünkü tıbbi yöntemlerin de katkısıyla insanda sağlıklı doğum oranı büyük oranda artmışken, memeli canlılarda doğum hala doğal şartlara ve biraz da şansa bağlıdır.

İnsanda doğum

Bebeğin anne karnında gelişimi ve bu süreç içerisinde olanlar diğer bazı memeli canlılar benzerlik gösterse de insanda doğum bambaşka bir olaydır. Biyolojik açıdan bakılacak olursa; kadın rahmindeki yumurta hücresinin, erkekten gelen sperm hücresi ile döllenmesiyle doğum öncesi süreç başlar. Zigot adı verilen bu hücre, birçok özelleşmiş süreçlerden geçerek bebeğin organlarının oluşumunu ve 9 ay boyunca adeta bir tasarım planı gibi sağlıklı bir şekilde gelişimini sürdürür. Bu süreç içerisinde anne; kendisi haricinde de bir canlı beslediği için normal halinden daha bitkindir. Daha yardıma muhtaçtır ve korunması gereklidir. Kadınlarda hamilelik sürecinde gerçekleşen birçok hormonal değişikliğin kökeninde de bu vardır.

Bebek anne karnında gelişimini sürdürürken yalancı doğum kasılmaları denen olaylar da meydana gelir. Bunlar; tıpkı doğum sancısını andıran fakat anlık olan ağrılardır. Bu yalancı doğum sancılarının yaşanması; bir bakıma her şeyin yolunda olduğuna ve bebeğin gelişimini sürdürdüğüne işarettir.

Tüm bu evrelerde geçildikten sonra bebek gelişimini tamamlar. Bu durumda anne vücudu da bebeği dışarıdan çıkarma ihtiyacı duyar. Doğum denilen olay da bu şekilde başlamış olur. Doğum başlangıcında; gerçek doğum sancıları meydana gelir. Bunlar yalancı doğum sancılarının aksine; tam olarak doğumun işareti olan ve 1-2 dakika kadar sürebilen sancılardır. Bu doğum sancılarının sebebi de rahim de meydana gelen kasılmalardır. Rahim kasları dışarı doğru kasılarak bebeğin doğum kanalından dışarı çıkmasını ve dünyaya gözlerini açmasını sağlarlar. Bu yüzden doğumun gerçekleştiği evre çok önemlidir. Bu evrede meydana gelebilecek anormal bir durum hem bebeğin hem de annenin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Biyolojik olarak bu evrelerden ibaret olan doğum olayı; doktor, ebe, hemşire, vs. Kişiler yardımıyla düzgün bir şekilde gerçekleşir ve bebek dünyaya gelmiş olur.

Yukarıdaki paragrafta bahsedilen anormallikler az görülen durumlar değildir. Yani; gerek anne vücudundaki anatomik farklılıklar gerek bebek gelişimindeki aksaklıklar, vb. Durumlar doğum olayının rutin bir şekilde gerçekleşmesine engel olup; anne ve bebek sağlığı açısından tehlike yaratabilmektedir. İşte bu risklere karşı modern tıp birçok yöntem geliştirmiştir. Bunların en yaygını ve en çok tercih edileni sezaryen doğumdur. Normal doğumun aksine; doğum sancılarının gelmesi beklenmeden anne bir operasyona alınır ve karnının açılmasıyla bebek anne rahminden alınır. Böylece anormalliklerden kaynaklanan doğum sorunları engellenmiş olur. Sezaryen doğum yönteminin geliştirilmesiyle beraber dünya üzerinde başarılı doğum oranı çok ciddi oranlarda artmış; gelişen tıbbın en güzel hediyelerinden biri olmuştur.

Sezaryen gibi yapay yollarla gerçekleşen doğumların doğruluğu tartışılsa da mecbur kalındığı takdirde bu yöntemleri uygulamaktan başka çare kalmamaktadır. Fakat; her şey olması gerektiği gibi olduğu sürece; normal doğum tabi ki en sağlıklı ve en uygun yoldur.

" } ] }