Doğum Yapmak, Doğum insanlık tarihinin başlangıcından beri hekim ve hekim olmayan tüm insanlar için son derece gizemli ve büyüleyici bir olaydır. Normal doğum tamamen doğal bir olay ve fizyolojik bir süreçtir. Normal doğum bir annenin yaşayabileceği en güzel mucizedir. Öncelikle rahat bir doğum geçirebilmeniz açısından gevşemeyi öğrenmek gerekir. Doğum esnasında rahim kası aktif halde çalışırken, diğer başka kasların da gereksiz enerji tüketilmemeleri gerekmektedir. Bu sebeple doğumda gevşeme bir o kadar önemi vardır. Doğum sancılarının başlaması ise ardı ardına gelecek olan olaylara doğum eylemi veya eylem denilmektedir. Gerçeği net anlamı eylem sözüdür. Eylemin kendisini güçlendirmek için bir sistem oluşturur.

Doğum her kadında, hikayesi kendisine özeldir. Doğal yollardan bebeği dünyaya getirecek güçte ve vücut yapısı buna uygun olarak yaratılmıştır. Başlayan her bir olayda kendini başlatıp olayı güçlü hale getirir. Bir çığ topu haline gelerek zamanla büyüyerek gibi doğum yapmak güçlendikçe sürer. Hayatınızın bundan sonraki döneminde bebeğinizle alakalı yaptıklarına ve yapamadıklarınla ilgilenmek üzere geçecek. Bu arada bebeğinize alışmak, ayrıca hormonların eski halini almasını beklerken yaşadıklarınızla birlikte ruhsal engebeler sizi bazen depresif yapabilmektedir.

Doğum yapma korkusu ile bilinen Tokofobi, düşüncesinin aksine birçok kadınlarda yaygınlaşmış bir biçimde görülebilmektedir. Bilinçaltında ve derinliklerinde oluşan doğum yapmak korkusu, yaşadığı çevresel etkenleriyle, hikayelerle beslenebilen psikolojik bir rahatsızlık demektir. Yaşanan şehir sosyalist ve kültürel yapısı ile annesinin kızına geçebilen doğum yapma korkusu tokofobiyi yıllar boyu bugüne getirmektedir.

Hamilelik sürecinde en hissedilebilen ağrıların en şiddetlisindendir. Fakat bununla beraber en hızlı vericisi unutulmasıdır. Hamilelik ağrıların algılanması sensoriyel, emosyonel, davranışsal ve çevresel etkenlerinde önem taşımaktadır. Ağrılar, doğumun başlayacağını belirten, biyolojik bir bulgudur. Bu sebeple, doğumun ilk başlarında ağrıların genelde bel, göbek etrafı ve pubiste başlar. Doğumun ikinci yarısında ise pelvis tabanı gerileme sağlayarak, vajinadan oluşan ağrının alt seviyelerde Uyluk ve bacaklarda yanma, sızlatan kramp şeklinde görülmektedir.

Doğumun başlıca belirtisi, ilk açıcı sancılardan başlar. Kuyruk sokumuna vuran bu ağrıların, karın çevresine doğru ilerler. Sanki kuşak sararmışçasına hamile olan kadını sarar. İlk belirtici sancı 20-30 saniye kadar vurur. Sonra ilerledikçe hızlanır ve güçlenmeye başlar. Sancının arasındaki süre düzenli vurmaya başlarsa 10 dakikada bir hastaneye gitme vaktinin geldiğinin göstergesidir. Yani rahim boynunun aralanması halidir. Şayet su kesesi bile patlamışsa, sancının oluşmaması bile, doğumun başladığına işarettir. Bu durumun en kısa sürede hastaneye gitmesidir.